|
4 / 7 |
|
Erken yaşına rağmen askeri ve idari alanda büyük hamleler başaracak olgunluğa sahip askeri dehasıyla cihana hükmeden Padişah II. Mehmed, İstanbul'u almak için hazırlıklara başlar. Bunun için içeride ve dışarıda birtakım önlemler alarak stratejik hareketlerde bulunur. Bu hazırlıklardan sonra kuşatma başlatılır.
Osmanlı'nın kuşatmasıyla Padişah'ın özel olarak tasarladığı devasa toplar atılmaya başlanır. Top atışları surlarda gedik açmaya başlamasıyla açılan gedikler gece vakitlerinde tamir etmeye çalışır. Sultan II. Mehmed Kaptan-ı Derya Baltaoğlu Süleyman Bey'e harekete geçme emri vererek Haliç'i kaplayan zincirleri gemilerle kesilmesini ve Papa v. Nikola'nın'nın gönderdiği Ceneviz gemilerinin durdurulmasını istedi. Ancak yoğun çabalar sonucu zincirin kesilmesi ve Cenevizlilerin gemilerinin de geçilmesi mümkün olmadı. Haliç'e girmeden İstanbul'un alınamayacağını öngeren Sultan II. Mehmed, atılan topların geliştirilmesi ve havada eğim alarak kavisli inişle hedefine fırlatılması gerektiğini düşünür ve buna göre planlar ve çizimler yapar. Hemen planladığı topu döktüren Padişah, top ateşlenir ve başarılı olur. Tarihte o dönem humbara olarak bilinen top günümüzde havan adıyla Fatih Sultan Mehmet keşfi olarak dünya silah tarihine geçmiştir. Yine de Haliç'e girmesi gerektiğini bilen Padişah, donanmayı zincirler yüzünden denizden giremediğine göre donanmayı karadan yürütüp Haliç'e indirmek gerektiğini öngörür. Dolmabahçe'den beyoğlu'na doğru geniş bir yol açılıp yol boyunca gizlice kızaklar döşenir. Gemiler bir gecede karadan yürütülerek denize indirilir.
Prof Dr. Feridun M. Emecen'in "Fetih ve Kıyamet" kitabına göre, Fatih'in Haliç'e indirdiği gemilerin yapım yerine dair bilgiler ise şöyle: Osmanlı tarafından hadiseye şahit olan bir başka muasır kaynağın anlatıcısı, gemilerin demirlendiği yerden dört İtalyan mili mesafede bir ormanda 30 geminin inşa edilmiş olduğu, bunların karadan çekilerek denize indirildiği bilgisini verir. Çekilen gemilerin güzergah konusunu tartışan XVIII. yüzyıl tarihçilerinden Müneccimbaşı, önce bunların Boğazkesen Hisarı'ndan Kasımpaşa'ya uzanan bir dere yatağına döşenmiş kızaklar üzerinden kaydırıldığını belirtir, ardından da gemilerin Okmeydanı'nda yapılmış olabileceği bilgisine temas eder. Olayı karşı cepheden gören Bizans ve Latin müelliflerinin yazdıklarında müşterek olan husus ise Sütunlar mevkiinden gemilerin karaya çıkarılıp Haliç'e indirildiğidir."
|
2 / 2 |
|
|