|
4
/ 11 |
|
Niğbolu
muharebesinde Haçlı ordusuyla gelen prens ve asilzâdelerden bir
kısmı öldürülmüş bir kısmı da esir alınmıştı. Harbe istirak etmeden
kaçmış olan Eflâk kuvvetleri ile Hırvat askerlerinden başka, diğer
bütün düşman kuvveti ya imha edilmiş veya kaçarken nehirde boğulmuştu.
Niğbolu'da esir düşenlerden bir kısmı önce Edirne'ye oradan da Gelibolu'ya
götürülüp Haçlı donanması ile boğazdan geçmekte olan Sigismond ve
maiyetindekilere teşhir edildikten sonra Bursa ve Mihaliç'e nakledilmişlerdi.
Bunlardan bir kısmı da Memlûk sultanı el-Meliku'z-Zahir Ebu Said
Berkuk'a gönderilmişti. Niğbolu'da esir düşen asilzâdeler, sonradan
Macaristan, Fransa ve Kıbrıs krallarının teşebbüsü ve Midilli prensinin
kefaleti ile 200.000 altın florin fidye karşılığı serbest bırakılmışlardır.
Niğbolu'da elde edilen parlak zaferden sonra daha önce düsmanın
eline geçmiş olan kaleler geri alındığı gibi Osmanlı himayesinde
bulunan Vidin Bulgar krallığına da son verilmişti. Bundan sonra
Macaristan'a büyük bir akın yapılarak külliyetli miktarda esir alınmıştı.
Bu savaştan sonra Garp dünyası bir anda en seçkin asilzâdelerini
kayb etmiş, süngüden kurtulan veya Tuna'da boğulmayan kılıç artıkları
ise başsız, idaresiz ve perişan kafileler halinde geldikleri yerlere
doğru dağlara düşmüşlerdi.
Öte yandan Niğbolu muzafferiyetinden elde edilen ganimet ve fidyelerden
alınan hisseler ile Anadolu ve Rumeli'de birçok hayrat yaptıran
Bâyezid'in Niğbolu'da ismine izafe edilen camii de bu sırada yaptırmış
olması muhtemeldir.
Savaşı müteakip, akıncı ve sekbanlar yerleştirilmek
suretiyle uç beylerinin faaliyet merkezi haline getirilen Niğbolu,
serhad livası olarak Osmanlı idaresinde mühim bir rol oynamıştır.
Genellikle Tuna geçitlerine hakim bir noktada, Eflâk'ı tehdid eden
bir üs özelliğini taşıyan Niğbolu, Osmanlı hükümdarlarının zaman
zaman Eflâk ve Macaristan seferlerine çıktıkları bir yer olarak
Eflâk ve Macar krallarının taarruzlarına hedef olmuştu.
|
4
/ 11 |
|
|