|
|
|
|
1
/ 22 |
|
Osmanlıların ilk Askeri Teşkilatı
|
Sipahi |
Bizans İmparatorluğu'nun hududlarında bulunan ve Osman Gazi'ye bağlı
olan Türk aşiretleri atlı idiler. O dönemin iklim, harp, teknoloji
ve siyasi şartlarına göre bu gerekliydi. Bu sebeple Osman Bey zamanında
harplere istirak edip fetih yapanlar bu aşiret kuvvetleri idi. Aşiret
kuvvetleri, başlarında serdarları olmak üzere Osman Bey'in hizmetine
giriyor, fetihlerin sonunda ganimetlerden pay alıyor ve zapt edilen
topraklardan yerleşme hakkı elde ediyorlardı. Toprağa yerleşen Türkmenler,
tasarruf ettikleri (kullandıkları) yer karşılığında Osman Gazi'ye
tabi oluyorlardı. Tımarlarının gerektirdiği sayıda atlı askeri de
savaşa gönderiyorlardı. Osman Bey, uç beyi olduktan sonra kendisi
ile yakın çevresini koruyan ve yevmiye hesabı ile ücret alan askerlerin
sayısını artırdı. Bunlar, Selçuklular'da olduğu gibi "Kul"
veya "Nöker" adı ile anılıyorlardı. Ulûfeli askerlerin
sayısı, beyliğin gücü ile orantılı olarak artıyordu. Bu bakımdan
beyliğin sınırları genişledikçe Osman Bey'in kapısındaki kul sayısı
da artıyordu.
Osman Bey zamanında, beyliğin kuvvetleri, hizmetleri karşılığı ganimetten
hisse alan ve feth edilen yerlere atlı asker vermek şartıyla yerleşen
Türkmen kuvvetleri ile ücretleri gündelik olarak ödenen Osman Bey'in
şahsî askerlerinden ibaretti. Nöker veya Kul adını taşıyan bu askerler,
fetih hareketlerinde henüz etkin rol oynayacak sayıya ulaşmamışlardı.
Aşiret
kuvvetleri ile ulûfeli askerler, ilk zamanlarda yeterli oldularsa
da fetihler çoğaldıkça sayı olarak kifayet etmemeye başladılar.
Bu bakımdan Osman Bey, fetihlere devam edebilmek için dinamik eleman
arayışına başlama ihtiyacini duydu. Bundan sonra ihtiyaç hasil olduğu
zaman Söğüt, Karacaşehir, Eskisehir ve Bilecik dolaylarındaki köylerde
oturan ve tarımla uğraşan Türk köylülerinden yararlanmaya karar
verdi.
Atlı olan aşiret birlikleri, özellikle kale muhasaralarında fazla
tesirli olamıyorlardı. Bundan başka fetihler sonucu arazi genişleyip
birçok gayr-i müslimin, devletin vatandaşı durumuna gelmesi ve muhasaraların
uzaması üzerine aşiret kuvvetleri, istenilen zamanda istenilen yere
ulaşamıyorlardı. Bu sebeple Orhan Bey döneminde yeni ve devamlı
bir askerî birliğe ihtiyaç duyuldu.
|
1
/ 22 |
|
|
|