|
|
|
|
2
/ 22 |
|
YAYA VE MÜSELLEMLER
Osman
Bey'in ölümünden kısa bir süre sonra, beyliğin sınırlarının genişlemesi
ve kısa bir gelecekte, daha bir genişlemeye namzed olması,Orhan
Bey'i askerî, malî ve idarî düzenlemeler yapmak zorunda bıraktı.
Gerçekten de beylik çerçevesinden çıkıp güçlü bir devlet haline
gelmek için, düzenli bir orduya ihtiyaç vardı. Orhan Bey de bu görüşten
hareketle önce orduyu ele aldı.
Orhan Bey'in saltanatının ilk yıllarında askerî kuvvetler, Osman
Bey zamanından pek farklı değildi. Fetihler arttıkça toprağa yerleşen
Türkmenlerin sayısı artmış, buna bağlı olarak tımarlı sipahî sayısı
da çoğalmıştı. Kul veya Nöker denilen sınıf, Osman Bey zamanında
olduğu gibi yine ulûfe alıyordu.
Fetihlerin devamı için zarurî olan ordunun organizasyonu, yani,
ilk düzenli birlikler, Bursa'nın fethinden sonra ve İznik'in fethinden
önce Vezir Alaeddin Paşa ile Bursa Kadısı Çandarlı Kara Halil'in
(öl. 1387) teklifleri doğrultusunda yapılmıştı. Buna göre devamlı
surette savaşa hazır yaya ve atlı bir kuvvetin bulundurulması gerekiyordu.
Bu maksatla Türk gençlerinden meydana getirilen bu ordunun atsız
askerine "Yaya", atlı askerine de "Müsellem"
adı verildi. Alaeddin Paşa'ya göre askerî sınıfa mensub olan kimseler
ile vezirler, özel bir kıyafet giyerek halktan ayırdedilmeliydi.
Bu sebeple, bunların giyecekleri elbise ve başlarında taşıyacakları
sarığın renk ve biçimi tesbit edildi. Buna göre bunlar "Ak
börk" giyeceklerdi. Böylece taşradaki tımarlı sipahilerden
de ayrılacaklardı.
Türk gençlerinden kurulan ve her biri bin kişi
olan bu askerî birliğin efradı. Çandarlı Kara Halil tarafindan seçilmişti.
Aşıkpaşazâde'nin ifadesine göre birçok kişi "Yaya" yazılmak
için Çandarlı Kara Halil'e müracaat etmişti. Savaş zamanında bu
gençlere önce birer, daha sonra da ikişer akça gündelik verilmesi
kararlaştırıldı. Savaş olmadığı zamanlarda da ziraat yapmak üzere
kendilerine toprak tahsis edildi. Bunlar, vergilerden muaf tutuldular.
Orhan Bey zamanında hassa ordusu sayılan yaya ve müsellemler, kaç
sancak varsa o kadar yaya ve atlı sancağa bölünerek başına sancakbeyi
tayin edildi. Yaya denilen piyade sııfının her on kişisi için bir
baş (onbaşı), her yüz kişiye de daha büyük bir baş (yüzbaşı) tayin
edilmişti. Müsellem adı verilen atlı birliğin her otuz kişisi bir
"Ocak" meydana getiriyordu. XV. yüzyıl ortalarına kadar
fiilen silahlı hizmette bulunmuş olan bu Yaya ve Müsellemler, Kapıkulu
ocaklarının kurulup gelişmesiyle yerlerini onlara terk ettiler.
Daha sonra Rumeli'deki Yürükler, Canbazlar ve Tatarların katılmasıyla
Osmanlı askerî teşkilâtının geri hizmet sınıfını meydana getirdiler.
Bu sınıf, köprü yapımı, yol inşaatı, kale tamir ve yapımı ile hendek
kazımı gibi işlerde kullanıldı.
Görüldüğü gibi Osmanlı Devleti'nin ilk döneminde,
yani Osman Bey zamanında beyliğin kuvvetleri iki kısımdan ibaret
bulunuyordu. Bunlardan biri, Türkmen aşiretlerinden sağlanan ve
kendilerine hizmetleri karşılığında elde ettikleri ganimetler dışında
tımar da verilen atlı kuvvetler, diğeri de Osman Bey'in, ücretlerini
gündelik olarak verdiği şahsî askerlerdi. Bunlara Nöker deniyordu
ki tamamı hür insanlardan meydana gelmişti. Orhan Gazi döneminde
ise Yaya ve Müsellem adı ile yeni ve devamlı bir askerî birlik kurulmuştu.
Bu bilgilerin ışığı altında konuya bakıldığı zaman Osman ve Orhan
Bey'ler zamanında Osmanlı ordusu, üç gruptan teşekkül ediyordu.
Bunlardan biri aşiret kuvvetleri, ikincisi Nöker adı verilen ve
sonradan "azab" adını alan şahsî askerler ki bir çeşit
hassa orduyu meydana getiriyorlardı. Üçüncüsü de biraz önce kuruluşlarından
bahsettiğimiz Yaya ve Müselle ordusu idi.
Kuruluş döneminden başlamak üzere Osmanlı ordusu "Kara"
ve "Deniz" olmak üzere iki kısımdan ibaretti.
|
2
/ 22 |
|
|
|