Soldier
 

 




17 / 22

Rumeli'de ayrı ayrı ocaklar halinde bulunan akıncılar, komutanlarının isimleri ile anılırlardı. Osmanlılar'ın ilk fetihleri zamanında Evrenos Bey akıncıları vardı. Daha sonra Mihaloğulları, Turhan ve Malkoç Bey akıncıları meydana çıktı. XVI. asır sonlarına kadar şöhretlerini muhafaza eden akıncılar, Osmanlı fetihlerinde önemli rol oynamışlardı. Genelde Akıncılar, Rumeli sınır boylarında kullanılmakla birlikte zaman zaman Anadolunun doğusunda da istihdam edilmişlerdir.
Savaşlarda başarılı olan akıncılara dirlik tahsis edilince tımarlı akıncılar ortaya çıktı. Böylece akıncılar, tımarlı ve vergiden muaf olanlar diye iki gruba ayrılmış oldular. XVII. asır başlarından itibaren vergiden muaf olanlar, bazı kadılar tarafindan vergi vermeye zorlanmış görünmektedirler. Merkezden gönderilen emirlerle kadıların bu neviden davranışlarından vaz geçmeleri istenmektedir. Nitekim 1014 (1605) senesine ait bir hükümde şöyle denilmektedir:

"Akıncı taifesinin sakin oldukları yerin kadılarına hüküm ki, kadımu'l-eyyamdan olan sefer-i hümayunuma eser akıncı taifesi sefere estikleri (sene) umûmen avanz-i divâniye ve tekâlif-i örfiyeden muaf ve müsellem olmak babında emr-i şerifim vârid olmuş iken, haliya taife-i mezbureye kudat tarafindan tekâlif çektirilmekle, sefere ihraç olunmak lazım geldikte taife-i mezbûre sair reaya gibi hem tekâlif çekeriz ve hem sefere teklif idersiz deyü sefere gitmekte taallul ettikleri ilam olundu.İmdi taife-i mezbûre memur oldukları sefere gelüp hizmet ettiklerinden sonra tekâlif ile rencide olunmamak ferman olunmuştur."

Akıncıların silahlan, bir zırhlı göğüslük ve yaka ile mızrak, kalkan ve atlarının eğerine takılı başı topuzlu bir bozdoğandı. Akıncların tamamı zırh kullanmazdı. Bunların yiyecekleri ve kapları da kendileri gibi hafifti. Atlarının eğerine asılı birer küçük kuşhâne ile yemek işlerini görürlerdi. Çoğu zaman bu tencerede pirinç, kavurma veya koyun pastırmasını pişirirlerdi.

XVI. asır sonlarına kadar Batı'da önemli hizmetlerde bulunan akıncıların sayısı, zaman ve şartlara bağlı olarak azalıp çoğalıyordu. Nitekim 1530 Budin ve 1532 Alman seferinde sadece Mihaloğlu Mehmed Bey'in komutasında 50 binden fazla akıncı vardı.
Eflak Beyi Mihal'in isyanındaki harekâtta (1595), Vezir-i A'zam Sinan Paşa'nın tedbirsiz hareketi sonucu adeta mahv olurcasına zayiat veren akıncılar, bundan sonra pek fazla iş yapamadılar. Gerçi XVII. yüzyılın ilk yarısı içinde cüz'î bir kuvvetle bazı muharebelerde görünmüşlerse de eski kuvvet ve kudretlerine ulaşamadılar. Bundan sonra akıncıların vazifesi, Tatar ve Kırım Hanı kuvvetleri tarafindan görülür olmuştu. Varlığını ismen de olsa uzun süre devam ettiren akıncılık, 1826 yılında resmen ortadan kaldırılmıştı.

17 / 22