|
|
|
|
11
/ 22 |
|
Lağımcı Ocağı
Kuşatma
altındaki surlarının altından tünel (lağım) kazmak suretiyle yıkan
veya düşmanın açtığı tünelleri kapatan bir ocaktır. Osmanlı ordusunda
mühendislik bilgisine dayalı olan bu ocak, XVII. asrın ortalarından
itibaren bozulmaya yüz tutmuştu. Biri, Cebecibaşının komutasında
ve maaşlı, diğeri de Lağımcıbaşı denilen komutanın emri altında
ve tımarlı olan iki kısma ayrılıyorlardı.
Yer altında yollar açarak fitil ve barutla kale bedenlerini yıkan
veya lağım açarak berheva eden lağımcılık, Osmanlı ordusunda çok
gelişmişti. Gerçekten, günümüzün istihkâm sınıfı diye adlandırabileceğimiz
bu ocak hakkında şu ifadeler kullanılmaktadır:
"XVIII. asra kadar Türk istihkamcısı, gerek
teknik ve gerekse tabya bakımından dünyanın mukayese edilemeyecek
kadar en üstün istihkâm sınıfı idi. Bunu, o dönemin bütün Avrupalı
yazarları ve tanınmış generalleri teyid etmektedirler. Modem Avrupa
istihkamcılığının kurucusu da Türklerdir. Türk istihkâm tekniğini
ilk defa Fransızlar öğrenmiş ve XIV. Louis devrinde tatbik etmişlerdir.
Daha sonra bu teknik bilgi, Avrupa orduları tarafindan aynen iktibaş
edilmiştir. (Lavisse-Rambaud, VI, 96) Avrupa istihkamcılığının babası
sayılan mühendis general Vauban, ilk defa Türkler'den öğrendiği
tabya tekniğini, 1673 senesinde Hollanda'nın Maestricht kalesi kuşatmasında
kullanmış, basarılı olması üzerine aynı asrın sonlarında bu teknik,
bütün Avrupa'ya yayılmıştır. Vauban, Türk istihkam tabyasını Kandiye'de
öğrenmişti."
Vazifesi,
sadece tünel açmakla bitmeyen bu ocak, hem ordunun hem de ağırlıklarının
geçirilmesi için köprü yapmak ve gerekiyorsa mevcudları tamir etmek
gibi vazifelerle de yükümlü idi. Kale muhasaralarında bunların bilgi,
teknik ve faaliyetlerinden epey istifade edilmiştir. Bu sayede zaptı
kabil olmayan pek çok kale, bu ocak mensuplarının açtıkları tüneller
sayesinde kolayca ele geçirilmişti. Nitekim Serdar-ı Ekrem Köprülüzâde
Ahmed Paşa'nın 1078 (1667) senesindeki Kandiye kuşatma ve fethinden
bahs edilirken lağımcıların burada ne denli hizmet ve yararlılıklar
gösterdiğine temas edilir. Bu tarihten sonra da Osmanlıların lağımcılığı
yavaş yavaş gerilemeye başlamıştı. Bu sebeple olsa gerek ki, 1207
(1792) de "Nizam-i Cedid" denilen yeni bir sistemle dönemine
göre modern bir hale getirilmeye çalışıldı. Bu maksatla ocak, biri
lağım bağlamak, diğeri köprü, tabya ve kale yapmak gibi mimarî bilgi
gerektiren iki kısma ayrıldı.
|
11
/ 22 |
|
|
|