|
|
Soldier |
|
|
|
12
/ 22 |
|
Kapıkulu Süvarisi
Osmanlı
kaıkulu ordusunu teşkil eden ikinci sınıf askerî güç, Kapıkulu süvarisidir.
Osmanlıların muvaffakiyetli hamlelerinde bu sınıfın da büyük bir
hissesi vardır. Osmanlı topraklan genişledikçe tımarlar çoğalıyor,
tımarlar çoğaldıkça da tımarlı süvari (sipahi)nin sayısı da artıyordu.
Fakat bunlar, kendi tımarların da ikamet ettiklerinden, başarıları
mahdud kılıyordu. Bu bakımdan daha kuruluş yıllarından itibaren
devlet merkezinde, yeniçeriler gibi devamlı ve maaş alan bir süvari
birliğinin bulundurulması ihtiyacı hissediliyordu. Bu sebeple Sultan
I. Murad döneminde, Rumeli Beylerbeyi olan Timurtaş Paşa'nın yardım
ve tavsiyesiyle ilk adım atılmış oluyordu. Önce "Sipah"
ve "Silahdar" adı ile iki bölük olarak teşkil edilen Kapıkulu
süvarisine daha sonra "Sağ Ulûfeci" ve "Sol Ulûfeci"
(Ulûfeciyan-i yemin ve yesâr) ile "Sağ ve Sol Garipler"
(Gureba-ı yemin ve yesâr) ismi verilen dört bölük daha ilave edilerek
Kapıkulu süvari ocağı altı bölüğe yükseltilmiş oldu.
Kapıkulu süvari sınıfını meydana getiren efrad
da devşirme çocukları ile harplerde esir alınan çocuklardan meydana
geliyordu. Bunlar da yeniçeriler gibi hükümdarın şahsına mahsus
olan atlı kuvvetler idi. Bunlardan vücutça uygun ve kabiliyetli
olanlar, İstanbul, Edirne ve Gelibolu saraylarında terbiye olunduktan
sonra yedi senede bir "Bölüğe çıkmak" tabir edilen bölüklere
verme işlemi yapılırdı. Derece ve maaş itibariyle yeniçerilerden
daha yüksek olmalarına rağmen, idare üzerindeki nüfuzları ve harplerdeki
önemleri itibariyla onlar kadar ilerde değillerdi.
Kapıkulu süvari birliklerinden ilk ikisine "Baş", öbür
ikisine "Orta", son ikisine de "Aşağı bölükler"
adı verilmişti. Bunlardan sipah bölüğüne "Kırmızı bayrak",
silahtar bölüğüne "San bayrak", orta ve aşağı bölükler
için de Alaca bayrak" tabiri kullanılırdı.
Kapıkulu
süvarileri, hükümdarla birlikte sefere gittikleri zaman onun sağ
ve solunda yürürlerdi. Sipah sağda, silahtar da solda bulunurdu.
Sipahin sağında sağ ulûfeciler, silahtarların solunda da sol ulûfeceler
yürürlerdi. Bunların sağ ve solunda da sağ ve sol garipler yürüyorlardı.
Sipah ve silahtarlar, muharebe meydanında padişahın çadırını (Otağ-ı
hümâyun), ulûfeciler gerek muharebe esnasında, gerekse konaklama
yerlerinde saltanat sancaklarını garipler ise ordu ağırlıkları ile
hazineyi muhafaza ederlerdi.
Adı geçen "Altı Bölük" efradı, hayvan besledikleri için
devlet merkezinden fazla uzak olmayan ve mer'asi bol yerlerde ikamet
ediyorlardı. Bu yüzden bunlardan bir kısmı Bursa ile Edirne, bir
kısmı da İstanbul ve civarinda ikamet etmek zorunda idiler. Kanunî
Sultan Süleyman zamanından başlamak üzere, bunlardan 300 kişi, sefer
zamanlarında devlet merkezinde bir çeşit yaverlik yapmak vazifesi
ile görevlendirilmişlerdi. Mülazım adı verilen bu 300 kişi, barış
zamanlarında mirî mukataaların idaresi ile cizye cibâyeti (toplanması)
gibi işlerle görevlendirilmişlerdi.
|
12
/ 22 |
|
|
|