|
|
|
|
14
/ 22 |
|
Eyalet Askerleri
Osmanlı
kara ordusunun ikinci kısmını meydana getiren, devletin büyümesinde,
gelişmesinde ve sınırlarını genişletmesinde önemli derecede rolü
bulunan askerî kuvvet, eyalet askerleridir. Bunlar: Yerli Kulu,
Serhad Kulu, ve Tımarlı Sipahiler olmak üzere 3 grup halinde ele
alabiliriz.
Yerlikulu
Yerli Kulu piyadesi, eyalet paşaları ile
sancak beylerinin komuta ve idaresinde bulunan, komutanları da bunlar
tarafindan tayin olunan muntazam ve disiplinli bir askerî sınıftır.
Rikab-ı Hümayûndaki askere Kapıkulu dendiği gibi, devlet merkezinin
dışında bulunan bu askere de Yerli Kulu denmekteydi. Hizmet gördükleri
müddetçe maaş alabilen bu askerî sınıfın iasesi, eyalet veya sancak
beyi vasıtasıyle veyahutta devlet hazinesinden verilirdi. Bu sınıfa
dahil askerleri de gördükleri hizmetlere göre: 1 Azepler, 2 Sekban
ve tüfekçiler, 3 Icareliler, 4 Lağımcılar, 5 Müsellem'ler olmak
üzere beş gruba ayırmak mümkündür.
Azepler
Yerlikulu
askerinin ilk sınıfını meydana getiren azepler, harplerde büyük
hizmetler görüyorlardı. Ordunun ön saflarında yer almalarından dolayı
düşman taarruzuna en çok onlar maruz kalıyorlardı.
Kelime olarak "bekâr" demek olan azep tabiri, Osmanlı
askerî teskilâtında: bekâr, güçlü ve kuvvetli olan gençlerden meydana
getirilmiş bir askerî sınıf için kullanılmaktaydı.
Klasik Osmanlı ordusunda azepler, Anadolu'daki Müslüman Türklerden
kurulu hafif piyade askerî birliğidir. Bununla beraber yine aynı
adı taşıiyan ve 1450'den sonra Fâtih Sultan Mehmed tarafindan teşkil
olunan kale azepleri de vardır.
Osmanlıların ilk dönemlerinden itibaren XVI.
asrın yarısına kadar meydana gelen harplerde hafif okçu kuvvetlerine
ihtiyaç vardı. Bu bakımdan, harp esnasında ne kadar azebe ihtiyaç
varsa tesbit edilirdi. Tesbit edilen miktar, sancaklara taksim edilirdi.
Böylece ihtiyaca göre 20 veya 30 hâne (ev)den bir azep istenirdi.
İstenilen azebin bekâr, güçlü ve kuvvetli olması lazımdı. Sancağa
bağlı kazalardan seçilen her azebin ücret ve masrafı onu seçen yere
ait olup bu, XV. asrın sonu ile XVI. asırda her azeb için 300 akça
tutmakta idi. Her azebin, askerden kaçmaması için bir kefili vardı.
Kaçtığı takdirde masraf bu kefilinden alınırdı. Azeplere verilecek
para, azeb alınan yer ile halkının servetine göre tahsil edilirdi.
Sefer hazırlığı esnasında azeplerin toplanmasına "Azep çağırtmak"
denirdi. Bunların maaşları olmadığından harp zamanlarında bütün
vergilerden muaf sayılırlardı.
Ok, yay ve pala gibi hafif silahlarla donatılmış
olan azepler, ordunun ön saflarında bulunduklarından ilk olarak
onlar düşman hücumuna maruz kalırlardı. Bunların gerisinde toplar,
onların arkasında da yeniçeriler yer alırdı. Savaş başladığı zaman
azepler sağa sola açılmak suretiyle topçunun rahat ateş etmesine
imkan sağlarlardı.
Bahsimize konu teşkil eden ve iki asırdan fazla büyük hizmetler
ifa eden hafif piyade azepleri, XVI. asır ortalarında, Kanunî Sultan
Süleyman saltanatının sonlarına doğru ılga edildiler. Kale azepleri
ise 1826 senesine kadar hizmetlerine devam ettiler.
|
14
/ 22 |
|
|
|