|
|
|
|
8
/ 22 |
|
Cebeci Ocağı
Kapıkulu
askerinin piyade ocaklarından biri de "Cebeci Ocağı"dır.
Kelime olarak "cebe" zırh demektir. Osmanlılar, bir nevi
istilah olarak bu kelimenin mana ve kapsamını genişletmiş görünmektedirler.
Bunun içindir ki "cebeci" dendiği zaman belli hizmetleri
olan bir askerî sınıf akla gelmektedir. Buna göre devletin yaya
muharib askeri olan yeniçerilerin ok, yay, kalkan, kılıç, tüfek,
balta, kazma, kürek, kurşun, barut, zırh, tolga, harbe vesaire gibi
ihtiyaçları olan savaş alet ve eşyası yapan veya tedarik eden ocağa
"Cebeci Ocağı" denirdi. Bu ocak, yeniçerilere lazım olan
harp levazimatını deve ve katırlarla nakl ederek, cephede bulunan
yeniçerilere dağıtırdı. Savaş sonunda da bunları tekrar toplardı.
Bu arada tamire muhtaç olanları da tamir ederek silah depolarında
muhafaza ederdi.
Sefer esnasında ordu komutanları refakatına münasib bir miktar cebeci
verilirdi. Bunların, kuvvetli, becerikli ve silahtan anlayanlardan
olması gerekirdi. Bu maksatla Cebecibaşıyla bu yolda emirler verilirdi.
Barış zamanında bunlar, kendilerine tahsis edilen Ayasofya taraflarında
ve Tophane civarında bulunan kışlalarında ikamet ederlerdi.
Bu
ocağın kuruluş tarihi kesin olarak tesbit edilmekle birlikte, Yeniçeri
ocağı ile birlikte veya ondan çok kısa bir müddet sonra olduğu tahmin
edilmektedir. Bu ocağa girecek olanlar, "Pencik" ve "Devşirme
Kanunu" devam ettiği müddetçe Acemi oğlanları arasından seçilirdi.
Sonraları Yeniçeriler gibi bunların da evlenmelerine müsaade edildiğinden
yetişen çocukları da cebeci olurdu. Ocağa alınacak kimseler, önceleri
"sakird" ismiyle alınır, daha sonra fiilen cebeci olurlardı.
Ocak mevcudu, aralarındaki münasebet dolayısıyla Yeniçeri askerinin
azalıp çoğalmasına bağlı olarak artar veya eksilirdi. XVI. asır
ortalarında yeniçeriler 12 bin nefer iken bunların sayılan 500 kadardı.
XVII. asırda (1675) te cebecilerin sayıları 4180 civarındadır. XVIII.
yüzyılda cebecilerin sayısı 2500-5000 arasında değinmekteydi. Yeniçeri
Ocağı'nın lagv edilmesi ile ortadan kalkan Cebeci Ocağı, Asakir-i
Mansûre ile yeniden tesis edilmişti.
Diğer Kapıkulu ocakları gibi "orta" denilen ve 38 bölüğe
ayrılmış bulunan cebecilerin en büyük komutanı "Cebecibaşı"
idi. Ortalar, kendi aralarında silah yapan, silahlan tamir eden,
barutları islâh eyleyen, harp levazımatını tedarik edip hazırlayan
ve humbara yapanlar gibi ayrı ayrı kısımlara ayrılıyorlardı.
|
8
/ 22 |
|
|
|